Değerlerle yaşamak

Piyapili oldukça düşünceliydi. Tek katlı kerpiç evinin önünde ki verandanın merdivenlerine oturmuş batmakta olan güneşi izliyordu. Karısı Malnigal ahşap kapıyı gıcırtılar arsında açtı. Ağır adımlarla ilerleyerek elini kocasının omzuna koydu. Bir süre konuşmadan önlerinde uzanan uçsuz bucaksız manzarayı izlediler. Malnigal eşinin omzunu hafifçe sıkarak
- Bu kadar sıkılmana gerek yok. Her şeyin bir çaresi bulunur dedi.
- İyide nasıl, okulların kapanmasına şunun şurasında ne kadar kaldı ki dedi Piyapili
- Malnigal; bence Öğretmeni ile konuşmalıyız. Ama okulda olmaz onu akşam yemeğe davet edelim gönlünü kazanalım ne dersin dedi.
- Piyapili iyi fikir diyerek irkildi.
Az önce ki yılgın halini çok çabuk üstünden atmış görünüyordu. Biraz düşündükten sonra Piyapili;
- Güzel yemeklerinden hazırlamalısın, Öğretmenin hoşuna gidecek birkaç pahalı hediye de alalım bence dedi.
- Malnigal; benim akıllı kocam hadi öyle ise harekete geçme zamanı dedi.
Öğretmen Tuthaliya sokağın sonundaki evin önündeki birkaç basamağı çıkarken neden akşam yemeğine davet edildiğini çok da düşünmemişti aslında. Öğrenci ailelerinin onu böyle davet etmesine alışıktı. Sadece aklında yemekte ne olduğu vardı. Yorucu bir gün geçirmiş oldukça acıkmıştı. Kapıyı çalar çalmaz öğrencisi Puşuken açtı sonuna kadar ve hoş geldin öğretmenim diyerek içeri buyur etti. Gecenin devamı çok keyifli geçmişti. Piyapili masraftan kaçınmamış şarabın ve yiyeceklerin en iyisini almıştı. Sadece onlar mı, hediyelerde Tuthaliya’nın gözlerini kamaştırmıştı. Gecenin sonuna doğru dananın kuyruğu koptu. Söze ilk Malnigal girdi.
- Biliyorsunuz sevgili oğlumuz Puşuken’in dersleri pekiyi değil dedi. Piyapili devam etti.
- Bu duruma annesi de ben de çok üzülüyoruz. Oğlumuzun iyi bir geleceği olsun istiyoruz. Ama dersleri böyle olursa okulu bitirdiğinde Devlet Memuru olma şansı yok denecek kadar az. Üstelik zamanda giderek daralıyor. Elbette Puşuken’de çaba sarf edecek ama sizde biraz kendisine yardımcı olsanız diyoruz. Çok daha çabuk sonuç alınmaz mı?
Öğretmen Tuthaliya, Piyapili ve karısının ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. İşte diye düşündü aldığım yetersiz maaşı biraz olsun arttırıp daha rahat bir yaşam sürmemi sağlayacak yeni bir aile daha. Ama istediklerini bu kadar kolay veremezdi iyi bir yemek birkaç hediye ile olmazdı. O yüzden biraz ağırdan da alsa Piyapili’nin istediği yanıtı verdi.
- Olabilir ama sadece Pukuşen’in çabası yetmez sizin de biraz daha destek olmanız gerekecek dedi.
Gecenin sonunda herkes mutluydu. Pukuşen çok geçmeden okulda başarılı bir öğrenci olmuştu. Hatta öğretmeni Tuthaliya başarılı bu öğrencisini sınıf şefi* yaptı.
M.Ö. 4 bin yıllarına ait bir Sümer tabletinde* yazılanları öyküleştirip sizlerle paylaştım. Rüşvetin bilinen yazılı ilk belgesi olarak İstanbul Arkeoloji Müzesinin envanterinde kayıtlı. İnsanlığın Değerlere olan ihtiyacı işte bu kadar eskilere dayanıyor. Hatta bence insanın yaradılışına kadar gidiyor. İnsan var olduğu andan itibaren sosyal olgusu da vardı. Bu sosyal olgu yani bir arada olma, ait olma isteği O’nun ikinci ve üçüncü şahıslarla olan ilişkilerinde ayırt edilme öne çıkma dürtüsünü güçlendiriyordu. İşte bu noktadan itibaren insan fark edilebilmek öne çıkabilmek için başkalarına tavizler vermeye başladı. Bu bile bir rüşvet kabul edilebilir. İşte o andan itibaren de diğer içgüdüsel ihtiyacımız kendisini hissettirmeye başladı. Yani böyle istenmeyen durumları kontrol altına alacak toplum kuralları da oluşmaya başladı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zafer ERBASLAR Arşivi